Japon Halkının ve Kültürü’nün Değerli Dostları Merhaba,
İçinde bulunduğumuz 2024 yılı Ağustos ayında 32. Yılını dolduracak olan Türk Japon Kültürünü Araştırma ve Dayanışma Derneği (kısa ismi ile TÜJAD) olgunlaşma aşamasını tamamlamış önemli bir sivil toplum kuruluşudur.
Sivil Toplum Kuruluşları (STK) gelişmiş ülkelerde komşuluk ilişkileri kadar önemli birlikteliklerdir. STK’lar kurumsal yapılanmalarını kanun ve yönetmeliklerden alan, ortak amaçla bir araya gelen kişilerin el ve gönül birliği yaptıkları yerlerdir. Dernek kurmak kolay ancak bunu uzun yıllara varıncaya kadar sürdürebilmek oldukça zordur.
07 Ağustos 1992 yılında Sayın Sıdıka TEZEL ve bir grup gönüllü tarafından kurulan Türk Japon Kültürünü Araştırma ve Dayanışma Derneği, kurulum sonrasındaki başkanlar; Sayın Mükrem ERKİN, Sayın İlyas YILMAZYILDIZ yönetimlerinde, saygıdeğer üyelerinin birlikteliği ve katkıları ile başarılı faaliyetlerde bulunmuşlardır. TÜJAD, kuruluşundan itibaren, Sn. Sıdıka TEZEL döneminde Japonya Dışişleri Bakanlığı tarafından, Sn. Mükrem ERKİN döneminde ise Majeste Japon İmparatoru tarafından takdir belgeleri ile taltif edilmişlerdir. Bu parlak geçmişi ile bugünlere kadar gelen bu güzide derneğin başarısında şüphesiz özverili çalışmalarda bulunun önceki dönem sayın yönetim kurulu üyeleri ile birlikte saygıdeğer üyelerin destek ve katkıları da oldukça önemlidir. Dernekler ancak üyelerinin birlik beraberliği ve destekleri ile yol alabilir ve hayatta kalabilirler.
Bilindiği üzere, Türk-Japon ilişkileri daha eski dönemlere uzanmakla birlikte Türkiye Cumhuriyeti ile Japonya’nın diplomatik ilişkileri Japon’yanın 1924 yılında Ankara’ya Büyükelçi ataması ile başlamıştır. 2024 yılı itibarı ile de Türkiye ve Japonya arasında Diplomatik İlişkiler Kurmanın 100. Yılını tamamlamaktayız. Türkiye Cumhuriyeti öncesinde Osmanlı döneminde de Türk-Japon ilişkileri resmi olarak başlamıştır. Osmanlı dönemindeki Resmi ilişkileri başlangıç aldığımızda ise Türk Japon İlişkilerinin günümüzden yaklaşık 153 yıl öncesinde (1871) başladığını söyleyebiliriz.
Türk ve Japon Halklarının yüzyılı geçen zamandan bu yana birbirlerine karşı sempati ve dostluk bağları içinde bulundukları bir gerçektir.
1887 yılında İmparator Meiji’nin yeğeni Prens Komatsu ve eşinin İstanbul’da Padişah II. Abdülhamit’i ziyareti ile perçinlenen Türk Japon ilişkileri, Türklerin 1889 yılında Japonya’ya dostluk ziyareti amaçlı gönderdiği heyeti taşıyan Ertuğrul Fırkateyni’nin dönüş yolunda Japon Denizinde fırtına nedeniyle batması ve başta Ertuğrul Fırkateyni kaptanı Osman Paşa ve yaklaşık 550 denizcimizin ölümü olayı Japonları derinden üzmüş, bunun üzerine İstanbul’a kazaya uğrayanların getirilmesi ve İmparatorun taziye mesajları ile bu dostluk güçlenmiştir.
1985 yılı Mart ayında İran-Irak savaşının en yoğun zamanında, Irak tarafının Tahran’ın bombalanacağını duyurmasından itibaren verilen sürenin 72 saatin bitimine bir iki saat kala, havaalanının yanına bombalar düşerken THY Tahran'daki 215 Japon yolcuyu alır ve uzun bir yolculuk sonrasında İstanbul'a getirir. Bu olay Türk-Japon dostluk ilişkilerinde çok önemli dönüm noktalarından birisi olmuştur.
Daha sonraki yıllarda gerek Japonya gerek Türkiye herhangi bir doğal afet ve olağanüstü durumlarda birbirlerine dostluk elini uzatmışlardır.
İki ülke arasındaki bu dostluk köprüsü diplomatik, ticari ve turizm alanındaki ilişkilere de olumlu olarak yansımıştır.
Ancak 153 yıl kadar köklü resmi ilişkilere dayalı iki kadim ulusun birbirlerine kültürel yönden daha yakın ve ilişkilerde daha yoğun olması beklenir. Devletler arasında resmi ilişkiler bir yere kadar yoğunlaşabilir, asıl olan Sivil Toplum Kuruluşlarının katkısı ile iki taraf halkının kültürel yakınlaşma ile sıcak ilişkiler kurabilmesidir. Zira gerçek dostluğun ve yardımlaşmanın kalıcı olmasını halklar arasında gelişebilen ilişkiler sağlayabilir. TÜJAD olarak imkanlarımız ölçüsünde Japon Halkının kültürünün Türkiye’de tanınması bilinmesi konusundaki çalışmalarımızı elimizden geldiğimiz kadar ileri götürme çabası içinde olacağız.
Türk halkının tarihsel kodlarında, misafirlik, dostluk ve yardımlaşma kültüründe cömert davranışlar esastır. Tarih boyunca da Türk insanı cömert davranışlarını her zaman göstermiş ve bu nedenle de başka halklar tarafından cömert olarak bilinmektedir. Bazı halkların kültüründe ise tutumlu olmak hatta aşırı tutumlu olmak bir övgü olarak görülmüştür. Bu konular, halkların tarihsel boyutlarında yaşadıkları zorluklar ile şekillenmiş bir davranış biçimidir.
Ancak maalesef günümüzde STK’lar arasındaki ilişkilerde destekleme ve yardımlaşmadan daha çok resmi ilişkilerde olduğu gibi “karşılıklılık ilkesi” kabul görmektedir. Bu ise benzer amaçlarla faaliyet gösteren STK’lar arasında, daha fazla maddi imkanlara sahip tarafın ortak faaliyetlerde katkı miktarında kısıtlı davranışlara yol açmaktadır. TÜJAD olarak üyelerimizin özverili katkıları ile Türkiye içinde ve dışında Türk Japon Kültürünü temel alan faaliyetlerde benzer STK’lar, kurum ve kuruluşlar ile ortak faaliyet ve proje uygulaması yapma teşebbüsü içinde olacağız. Arzu ederiz ve umarız ki ortak faaliyet yapmadaki isteğimize, Türkiye’deki ve Japonya’daki muhataplarımızdan da aynı istek ve arzu ile karşılık bulabilelim. TÜJAD mensubu olarak insanlara her zaman iyiliklerle dokunan, anlamlı ve güzel faaliyetler içinde olmamızı dilerken, sözlerimi bir atasözümüzle tamamlamak isterim, “Bir elin nesi var iki elin sesi var.”
Dr. Mustafa Kemal AKGÜL
TÜJAD Yönetim Kurulu Başkanı
1887 yılında İmparator Meiji’nin yeğeni Prens Komatsu Akihito’nun İstanbul Ziyareti
Ertuğrul Fırkateyni (Yapım 1863) ve Kumandanı Osman Paşa